- You can use the 'AND' / 'OR' / 'NOT' option for the things you want to add or remove. - You can return to normal search by pressing the Cancel button.
Tarihi kaynakların verdiği bilgilere göre, 1917 Ekim Devrimi’ne kadar Kırgız toplum hayatında ve edebiyatında tiyatronun varlığından söz edilemez. Tiyatro, 1917 Ekim Devrimi sonrası Kırgızların yaşamına bizzatihi devlet eliyle sokulmuş bir türdür. Amaç, Sovyetler Birliği’nin sahip olduğu sosyalist ideolojiyi okuma yazma oranı düşük bir topluma eğitim gibi uzun vadeli bir süreçle değil, hem eğlendiren hem de öğreten bir araçla benimsetmektir. Bu çalışmanın amacı, Kırgız halkının tiyatro tarihine kısaca değinerek dönem bazında tiyatro metinlerinde birey olarak kadının çoğul kimliklerini yani kad ...More
Bu çalışmada Özbekistan’ın bağımsızlık sonrasında kurmaya giriştiği tarih anlayışı ve millî ideoloji üstünde durulacaktır. Bağımsız Özbekistan’ın kuruluş dönemi olarak adlandırılabilecek Kerimov yılları Özbekistan’ın meşruiyetini tarihten alan millî ideolojisinin şekillendiği dönemdir ve bugün bu temel üstünden devam edilmektedir. Özbekistan’ın toplumsal zihniyetinin ve reflekslerinin kavranması için Kerimov döneminde tarih yardımıyla oluşan millî kimliğin anlaşılması gereklidir. Özbekistan’da tarihçilik yaklaşımının en temel unsurlarından biri teritoryal (toprak) tarih anlayışıdır. Burada SSC ...More
1991 yılında bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya cumhuriyetleri bir taraftan ekonomik, siyasi ve toplumsal sorunların üstesinden gelmeye çabalarken, diğer taraftan da ulus-devlet inşa süreci içerisinde ülke sınırları ile ilgili sorunlarla karşılaşmışlardır. Bu çalışmada, genel olarak “sınır” ile “kimlik” üzerine yapılan kavramsal ve kuramsal yaklaşımlar değerlendirilmekte ve sınır kavramı kimlik kavramıyla ilişkisi bağlamında analiz edilmektedir. Özellikle “özcülük” ve “inşacılık” yaklaşımları üzerinde durulmaktadır. Bu yaklaşımlar çerçevesinde Orta Asya cumhuriyetlerinin kendi aralarındaki sı ...More
Kimlik, bireye toplum tarafından dayatılan ve birey tarafından kabul görerek içselleşen bir algı formudur. Erkeğin ayrıcalıklı kimliğe sahip olması, kadının ise ondan daha aşağı ve daha az haklara sahip kimlik unsurlarıyla kuşatılması feminist paradigmanın problematik alanında yer almaktadır. Kadına ve erkeğe dayatılan bu kimlik sürecinin ise mekân ile ayrılmaz bir ilişkisi bulunmaktadır. Bu çalışma kadın kimliğinin oluşmasında mekânı ön planda tutarak, süper kadın kimliği üzerinden incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, Michael Patrick King tarafından yönetilen ve 2010 tarihinde gösterime gire ...More