Çalışmada günümüzdeki yaygın tanımlamasıyla, geçiş ekonomilerinden Merkezi Asya ve Kafkas ekonomilerinin bağımsızlık sonrası sosyo-ekonomik ve siyasal sorunları ele alınmıştır. Bu ekonomilerin küreselleşme olgusu ile eş-anlamlı olarak ele alınan dışa açılma sürecinde, iktisadi anlamda başlangıçtaki gelir düzeyine çok geç ulaştıkları ve siyasal açıdan da küreselleşmenin bir diğer ayağını oluşturan demokratik yapıya bürünemedikleri; daha çok totaliter yapıya doğru gittikleri görülmektedir. Siyasal ve ekonomik anlamda belirtilen temel sorunları aşmada, birinci-en-iyi olarak tanımlanan serbestleşm ...Daha fazlası
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeler, daha çok siyasal ve ekonomik anlamda liberalizasyon eğilimlerinin açığa çıkması şeklinde kendini göstermiştir. Liberalizasyon eğilimlerinin en temel mekanizması ise dışa açılmadır. Dışa açılma daha çok avantajlı sektörlerde üretim ve ihracat artışı; buna karşılık dezavantajlı sektörlerde de ithalat serbestliği şeklinde olmuştur. Ortaya çıkan yapısal değişimde dış ticaret bilançosu devamlı açık vermekte ve bu açığın finansmanında dış borçlanma kaçınılmaz hale gelmektedir. Diğer taraftan finans kapitaldeki genişlemeler ve se ...Daha fazlası
Zayıf ekonomilerin daha kırılgan bir yapıda oluşu, açıkların fonlanmasında zaman zaman sorunlar yaratmakta ve ekonomilerin sıklıkla finans ve ödemeler bilançosu krizleri yaşamasına sebebiyet vermektedir. Kriz deneyimleri ışığında, çoğu ülke, tasarruf ve döviz açığını krizlere yol açan akışkan fonlamayla değil, daha sağlam ve ekonomiye daha fazla yarar sağlayan doğrudan yabancı sermaye çekmekle karşılamaya yönelik politika arayışına yönelmiştir. Bu noktada, doğrudan yabancı sermaye çekme çabaları da doğrudan yabancı sermaye belirleyicileri adı altında bir literatürün doğmasına neden olmuştur. D ...Daha fazlası